Son yıllarda Türkiye'de yaşanan ekonomik dalgalanmalar, pek çok sektördeki girişimcileri zor durumda bırakırken, bazı herkesin gözünden kaçan karanlık, sahte dolandırıcılık hikayelerine de zemin hazırladı. FETÖ terör örgütü lehine oluşturulan korku atmosferi, iş dünyasında bazı kişilerin kendilerini aklamak ve yasal süreçlerden kurtulmak için kullandığı bahane haline geldi. Bu durum, masum iş insanlarının ciddi maddi kayıplara uğramasına neden oldu ve aslında suistimallerin tam anlamıyla bir çürümeyi beraberinde getirdi. İşte, FETÖ yalanıyla gerçekleştirilen o büyük vurgunun ardındaki gerçekler.
FETÖ terör örgütünün, 2016'daki darbe girişimi sonrası, Türkiye’de yarattığı travma ve korku, bilgi kirliliği ve yanlış algılarla birleşerek pek çok dolandırıcının iştahını kabarttı. Özellikle FETÖ ile ilişkilendirilen şirketlere yönelik algı operasyonları, iyi niyetli iş insanlarının hedef alınmasına sebep oldu. Olumsuz bir FETÖ bağlantısı olarak gösterilen şirketler, büyük kayıplar yaşayarak, kapanma kıskacına girdi. Bu korkunun arkasını kollayan dolandırıcılar ise bunu fırsata çevirdi. İşte, FETÖ yalanıyla gerçekleştirilen dolandırıcılığın nasıl işlediğine dair birkaç örnek.
Birçok dolandırıcı, yatırım çağrılarında bulunarak insanları FETÖ bahane edilerek söğüşlemiş, 'FETÖ bağlantısı var' denilerek yıllarca emek verdikleri şirketlerini satmaya zorlamıştır. Bu tür dolandırıcılık olayları, mağdurların her birine yaklaşık birkaç yüz bin lira kaybettirmiştir. Milyonlarca liralık zarara yol açan bu durum, sadece dolandırıcıların cebini doldurmakla kalmamış, yanında birçok masum insanın hayatını altüst etmiştir.
Dolandırıcılar tarafından kurulan sahte şirketler, vatandaşları kandırmak için FETÖ ile ilişkilendirilmiş güvenilir markaları kullanarak insanları kendilerine çekmektedir. Yatırım yapacak olan kişiler, bu markaların ismi üzerinden kendilerine kurulan tuzakları fark etmeden düşmektedir. Mağdurlar, daha önce başvurdukları projelerin gerçek hayatta asla var olmadığını ve yaptığı yatırımların da kaybolduğunu anladıklarında ise iş işten geçmiş olmaktadır. Bu durum, sadece kaybedilen paralarla kalmayıp, aynı zamanda iş insanlarının sosyal ve psikolojik olarak da büyük travmalar yaşamasına neden olmaktadır.
Birçok kişi dolandırıcılık sürecinin sonunda hem maddi kayıplar yaşarken hem de manevi olarak derin yaralar alarak, toplumdaki güven algısının da sarsılmasına yol açmaktadır. Her dolandırıcılık hikayesi, iş dünyasını daha da kirli bir ortam haline getirirken, FETÖ yalanıyla oluşturulan yürüyüşler bazen organizasyonların çökmesine dahi yol açabilmektedir. Bu sahte ilişkilerin ve organize dolandırıcılığın bütçeleri milyonlarca lira olmasına karşın, devletin bu konudaki çözüm yolları tam anlamıyla hayata geçirilemediği için suçluların önüne geçilemiyor.
Sonuç olarak, FETÖ yalanıyla yapılan dolandırıcılıkların açtığı yaralar sadece bireyleri değil, geniş anlamda toplumu da hedef alıyor. Güvenilir algılar, iş birlikleri ve iyi niyetle oluşturulmuş çerçeveler içerisinden dolandırıcılar, kolayca sıyrılıp çıkmakta ve toplumdaki dengenin alt üst olmasına neden olmaktadır. Ekonomik ve sosyal dengesizlik yaratma potansiyeli taşıyan bu sahte ilişkilerin gelecekte daha büyük kırılmalara neden olmaması için her bir bireyin dikkatli olması ve dolandırıcılık hikayelerini daha yakından takip etmesi gerekmektedir.