Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 23 Nisan 1920'de, Kurtuluş Savaşı’nın en kritik dönemlerinde kuruluşunu gerçekleştirerek, Türk milletinin bağımsızlık ve egemenlik arzusunu somutlaştırmıştır. Geçtiğimiz 105 yıl süresince TBMM, yalnızca bir yasama organı olmanın ötesine geçerek, Türkiye'nin siyasi, sosyal ve ekonomik tarihinde derin izler bırakmıştır. Bu özel yıl dönümünde, TBMM’nin tarihine, dönüm noktalarına ve geleceğine dair önemli ayrıntıları inceleyeceğiz.
TBMM’nin kuruluşunun arka planında, Türk milletinin işgallere karşı verdiği mücadelenin Avrupa ve dünya genelindeki yankıları yatmaktadır. 1918 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı’ndaki mağlubiyeti sonrası, Anadolu toprakları üzerindeki işgaller artmıştır. Bu dönemde, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, ulusal bağımsızlık mücadelesini örgütlemek amacıyla TBMM'yi kurma kararı almışlardır. Meclis, aynı zamanda, halkın iradesinin temsil edildiği ilk meclis olma özelliğini taşımaktadır.
23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da yapılan ilk oturumla birlikte TBMM, bir yasa koyucu olarak değil, aynı zamanda bir yürütme ve yargı organı olarak da işlev görmeye başlamıştır. Egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir anlayışıyla kurulan TBMM, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında kritik rol oynayarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atılmasını sağlamıştır. Bu meclisin tarihi, 1923 yılında Cumhuriyet’in ilanıyla taçlanmış ve Türkiye, demokratik bir yönetim sistemine geçiş yapmıştır.
TBMM, 105 yıl içerisinde pek çok önemli dönüm noktasına tanıklık etmiştir. Cumhuriyet’in ilanı, tek parti döneminin sona ermesi, çok partili hayata geçiş, askeri darbeler ve sivil topluma açılan kapılar, TBMM’nin kararları ve yasaları ile şekillenmiştir. 1946’da başlayan çok partili hayat, TBMM’nin işleyişini tümüyle değiştirerek, halkın siyasetteki katılımını artırmıştır. 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında yaşanan siyasi bunalım, TBMM’yi dönüştüren bir başka önemli olaydır. Bu dönemde, demokrasinin yeniden canlandırılması ve insan haklarının savunulması, TBMM’nin temel öncelikleri arasında yer almıştır.
Geleceğe baktığımızda, TBMM’nin evrimi oldukça heyecan verici görünmektedir. Dijitalleşmenin hız kazandığı günümüzde, meclis çalışmalarının daha şeffaf ve erişilebilir olması adına yeni düzenlemelerin hayata geçirilmesi beklenmektedir. Ayrıca, kadınların mecliste temsil oranının artırılması, gençlerin ve dezavantajlı grupların siyaset alanında daha fazla yer almasının sağlanması gibi hedefler de TBMM’nin gündeminde yer almalıdır.
Sonuç olarak, TBMM’nin 105 yıllık geçmişi sadece tarihi bir yolculuk değil, aynı zamanda sürekli gelişen ve değişen bir yapının da göstergesidir. Türk milletinin iradesinin tecelligahı olan TBMM, her dönemde demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini savunmakla yükümlüdür. Bu özel yıl dönümünde, TBMM’nin ulusal birliği pekiştirmek ve geleceği şekillendirmek adına atacağı adımları dikkatle izlemek gerekir.
TBMM, hem geçmişi hem de geleceğiyle Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin sembolü olarak varlığını sürdürecektir. Bu nedenle, TBMM’nin 105. yılı, sadece kutlanacak bir tarih değil, aynı zamanda demokrasiye olan inancın ve azmin bir göstergesi olmalıdır.